Müşterilerimiz Ne Diyor?
Huzur Yolculuğu Turizm ile seyahat eden misafirlerimizin unutulmaz deneyimlerini dinleyin. Siz de eşsiz rotalarımızla harika anılar biriktirebilirsiniz!

Umre ibadeti, hayatım boyunca unutamayacağım bir deneyim oldu. Mekke’ye ilk adım attığım andan itibaren içimde tarifsiz bir huzur hissettim. Kâbe’yi ilk görüşümde gözyaşlarımı tutamadım ve Rabbimle aramda adeta görünmez bir bağ oluştuğunu hissettim. İbadetlerimizi rehber eşliğinde düzenli bir şekilde yerine getirmek, kutsal mekanların tarihi ve manevi önemini öğrenmek beni manevi anlamda çok daha güçlü hissettirdi. Hira ve Sevr Mağaralarını ziyaret ederken Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yaşamına dair daha derin bilgiler edinmek, İslam tarihine daha önce hiç bakmadığım bir açıdan bakmamı sağladı. Bu ibadeti yaparken yalnız olmadığımı, milyonlarca Müslüman kardeşimle aynı niyet ve duyguları paylaştığımı hissetmek, Umre deneyimini daha da anlamlı kıldı. Bu yolculuk, sadece bir seyahat değil, ruhumu arındıran, manevi açıdan beni yenileyen ve hayatımda kalıcı bir etki bırakan bir ibadetti.

Umreye gitmek uzun zamandır hayalimdi ve nihayet bu yıl gerçekleştirme fırsatı buldum. Mekke’ye ulaştığımda, Kâbe’nin ihtişamı karşısında adeta büyülendim. Tavaf sırasında içimde yoğun bir teslimiyet ve şükür duygusu hissettim. Daha önce pek çok yerde Mekke’nin kutsallığı hakkında okumuş olsam da, orada bulunmak, tavaf etmek ve sa’y yapmak bambaşka bir tecrübe. Safa ve Merve arasında sa’y yaparken Hz. Hacer’in sabrını ve mücadelesini daha derinden anladım. İhram içerisindeyken günlük hayatın koşuşturmasından tamamen uzaklaşarak sadece Rabbime yönelmek, bu ibadetin en özel yönlerinden biriydi. Medine’ye geçtiğimizde, Mescid-i Nebevi’de Ravza-i Mutahhara’da namaz kılmanın verdiği huzur tarif edilemezdi. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) kabrine bu kadar yakın olmak, onun hayatına dair daha fazla bilgi edinmek ve sahabelerin izini sürmek, Umre ibadetimi çok daha anlamlı hale getirdi. Bu yolculuk, sadece bir ibadet değil, aynı zamanda manevi bir yenilenme, derin bir tefekkür ve Rabbime olan bağlılığımı daha da güçlendiren bir vesile oldu. Hayatımın en güzel anılarını biriktirdiğim ve ruhsal olarak büyüdüğüm bir deneyimdi."

Umre, maneviyat dolu bir yolculuk olarak hayatımda çok önemli bir yer edindi. Kâbe’yi ziyaret ettiğim ilk an hissettiğim tarifsiz mutluluk ve huzur, Umre’nin ne kadar özel bir ibadet olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Tavaf sırasında Rabbime olan yakınlığımı daha da derinden hissettim. Safa ve Merve tepeleri arasında sa’y yaparken, İslam’ın ilk yıllarındaki zorlukları ve Peygamber Efendimizin (s.a.v.) mücadelelerini düşündüm. Zemzem Kuyusu’ndan su içerken Hz. İsmail ve Hz. Hacer’in sabrını ve tevekkülünü daha iyi anladım. Medine’de Mescid-i Nebevi’yi ziyaret ettiğimde, Peygamber Efendimizin kabrinin yanı başında namaz kılmanın verdiği tarifsiz bir huzur yaşadım. Kuba Mescidi’nde ve Kıbleteyn Mescidi’nde kılınan namazlar, umre deneyimimin manevi değerini daha da artırdı. Bu yolculuk, sadece fiziksel bir seyahat değil, aynı zamanda ruhumun derinliklerinde köklü bir değişim yaratan ve Rabbime olan bağlılığımı güçlendiren bir tecrübe oldu.

Umre ibadeti, hayatımda hiç unutamayacağım bir deneyim oldu. İhramı giydiğim ilk andan itibaren kendimi farklı bir manevi boyutta hissettim. Mekke’ye ulaştığımda, Kâbe’nin önünde duyduğum heyecan ve gözyaşlarım, bu yolculuğun ne kadar özel bir anlam taşıdığını gösteriyordu. Her tavaf, sanki ruhumda yeni bir sayfa açıyor, kalbimde daha derin bir huzur bırakıyordu. Safa ve Merve arasında sa’y yaparken, Hz. Hacer’in mücadelesini ve tevekkülünü derinden hissettim. Zemzem suyunun verdiği manevi tat, Umre’nin her anını daha da anlamlı hale getirdi. Medine’ye geçtiğimizde Mescid-i Nebevi’de namaz kılmak, Ravza-i Mutahhara’da dualar etmek, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) izini sürmek, ruhumu adeta yeniledi. Bu yolculuk sadece bir ibadet değil, aynı zamanda ruhumun derinliklerine yaptığım bir yolculuktu. Hayatım boyunca hatırlayacağım, her anında Rabbime şükür duyduğum, unutulmaz bir tecrübe yaşadım."

Umre ibadeti, yalnızca manevi bir ibadet değil, aynı zamanda ruhumu yenileyen bir yolculuk oldu. Kâbe’nin etrafında tavaf etmek, Safa ve Merve arasında sa’y yapmak, Zemzem suyundan içmek… Tüm bu deneyimler, İslam’ın ilk yıllarına olan bağlılığımı ve Allah’a olan teslimiyetimi pekiştirdi. Mekke’de geçirdiğim zaman boyunca iç huzurum artarken, Medine’de Peygamber Efendimizin (s.a.v.) kabrini ziyaret etmek, onun yaşamına dair daha derin bir bağ kurmamı sağladı. Ravza-i Mutahhara’da edilen dualar, kılınan namazlar, adeta ruhumun derinliklerine işledi. Kuba ve Kıbleteyn Mescidlerini ziyaret ettiğimde, İslam tarihine dair öğrendiğim her detay Umre ibadetimi daha da anlamlı kıldı. Umre, bir yandan manevi huzur ve dinginlik sağlarken, diğer yandan günlük hayatın koşturmacasından sıyrılmamı ve Allah’a daha yakın hissetmemi sağladı. Bu ibadet, Rabbime olan bağlılığımı tazelemek ve hayatımı yeniden gözden geçirmek için mükemmel bir fırsat sundu.